LAYIK DEĞİLSİNİZ..
Behlül'ün huzuruna gelip giden HAK aşıklarından rahatsız olanlar,bir yolunu bulup devrin sultanına gidip,Behlül'ü şikayet ederler;
''Efendim Behlül'ün gelip gideni,Bağdat'a sığmaz oldu.Onun böyle elini kolunu sallayarak ortalıkta rahatca dolanması memleketin selameti açısından çok mahzurlu,onun içerde tutulmasında fayda var''derler.
Sultan,''Buna hakkımız olduğunu sanmıyorum'' diyerek karşı çıksa da, ''Zaten dışlarda aç sefil dolanıp duruyor,onun istediği bir ibrik,bir rahle,bir seccade.
Hapiste yesin,içsin,yatsın,keyfine baksın.Hem mahkumlara nasihat eder,fenamı ?'' diyerek sultanı ikna etmeye çalışmaya devam ederler.
Sultan ''iyi ama onu hangi gerekçe ile içeriye alabiliriz,hiçbir suçu yok ki'' dese de,adamlar akıllarına koymuşlardır Behlül'ü halktan uzaklaştırmayı.
''Suçu yoksa işletiriz Sultanım,siz merak etmeyin,şimdi hep birlikte evine gideriz,elinde nasıl olsa,ekşi ayran ve kuru bir ekmekten başka bir şey yoktur.Bize ikram etmek için bunları çıkaracak ve elbette mahcup olacak,gayr-i ihtiyari '' size layık değil ama'' diyecek.İşte tam bu sırada hep birlikte kalkıp '' Ne demek size layık değil, sen nimete küfranmı ediyorsun?'' deyip tutuklayacağız.Sonrası kolay,ayaküstü yargılayıp içeri atarız'' derler.
Sultan'ın aklı olayı almaz ama gidelim bakalım der ve önde sultan ve vezirleri,arkada askerler ve adamlar Behlül'ün kapısını çalarlar.
Mübarek,kulübesini ziyaret eden hatırlı misafirlerden memnun görünür.
Telaşla içeri koşar,döndüğünde elinde bir kuru ekmek, ve bir tas ayran vardır.Önlerine koyar ve ; ''Buyurun yiyin'' der.
'' Siz bunlara layık değilsiniz ama..''
''Efendim Behlül'ün gelip gideni,Bağdat'a sığmaz oldu.Onun böyle elini kolunu sallayarak ortalıkta rahatca dolanması memleketin selameti açısından çok mahzurlu,onun içerde tutulmasında fayda var''derler.
Sultan,''Buna hakkımız olduğunu sanmıyorum'' diyerek karşı çıksa da, ''Zaten dışlarda aç sefil dolanıp duruyor,onun istediği bir ibrik,bir rahle,bir seccade.
Hapiste yesin,içsin,yatsın,keyfine baksın.Hem mahkumlara nasihat eder,fenamı ?'' diyerek sultanı ikna etmeye çalışmaya devam ederler.
Sultan ''iyi ama onu hangi gerekçe ile içeriye alabiliriz,hiçbir suçu yok ki'' dese de,adamlar akıllarına koymuşlardır Behlül'ü halktan uzaklaştırmayı.
''Suçu yoksa işletiriz Sultanım,siz merak etmeyin,şimdi hep birlikte evine gideriz,elinde nasıl olsa,ekşi ayran ve kuru bir ekmekten başka bir şey yoktur.Bize ikram etmek için bunları çıkaracak ve elbette mahcup olacak,gayr-i ihtiyari '' size layık değil ama'' diyecek.İşte tam bu sırada hep birlikte kalkıp '' Ne demek size layık değil, sen nimete küfranmı ediyorsun?'' deyip tutuklayacağız.Sonrası kolay,ayaküstü yargılayıp içeri atarız'' derler.
Sultan'ın aklı olayı almaz ama gidelim bakalım der ve önde sultan ve vezirleri,arkada askerler ve adamlar Behlül'ün kapısını çalarlar.
Mübarek,kulübesini ziyaret eden hatırlı misafirlerden memnun görünür.
Telaşla içeri koşar,döndüğünde elinde bir kuru ekmek, ve bir tas ayran vardır.Önlerine koyar ve ; ''Buyurun yiyin'' der.
'' Siz bunlara layık değilsiniz ama..''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder